25 Kasım 2017 Cumartesi

sen.



bir gün bu şehrin en yüksek tepesine  senin heykelini dikeceğim  
limana yanaşan gemilerden önce sen görüneceksin  
sen yol göstereceksin karanlıklarda  
pullarda senin resmin olacak  
vitrinlerde senin fotoğrafların  
bu şehre gelenlere  önce seni gösterecekler  
bense dilediğim gibi  
günün her saatinde yalnız seni göreceğim  
ve  karlı, soğuk bir kış günü  
senin o duygusuz ayaklarının dibinde  can vereceğim..







                                                                                  -a

18 Kasım 2017 Cumartesi

E.S.



"akşam havasını çektim içime, sanki böyle bir şey yanmış da hoş bir koku bırakmış gibiydi arkasında, derin bir nefes aldım.
şeytan diyordu ki vefasızın birine aşık ol o tatlı havada, ondan sonra da kollarını göğsünde kavuşturup hayatını bombok edişini gülümseyerek seyret bir kenardan."



                             
                                                                                                           -emrah serbes
                                                                 

                                                 

6 Kasım 2017 Pazartesi

BİR GÖKYÜZÜ KADAR..

unuttum adını
unuttum adını boş sayfalara yazmayı
kıyısında dolanıyorum yaşamanın
bıraktım hissetmeyi
ezberledim en sevdiğin şarkıyı
ama unuttum adını
unuttum geceleri adını sayıklamayı
ellerim
ah benim cansız, buz kesmiş ellerim!
kedi çizikleriyle dolu.
bir şeyi ne kadar seversen sev
izini bırakıyor bir şekilde
canını yakarak,
kül ederek
içim buram buram yanık kokuyor.
sigaraları içmiyorum
yutuyorum, ondan.
boş bir banka oturuyorum
yalnızlığımı seyrediyorum
parklar bomboş
parklar artık çocuklara ait değilmiş gibi.
iyi değilim.
iyi hissetmiyorum.
çirkinim.
çirkin kalmak istiyorum.
şimdi yağmur bile yağsa
geçmeyecek içimin karanlığı, biliyorum.
ne zaman bir çocuk ağlasa
hep yanacak içim
canımın neresi olduğu bilmediğim yerleri
acıyacak durmadan, kanayacak.
bir zamanlar, yaşlı, evsiz bir adamın
en büyük hayali gibi,
tren raylarında intihar etmek istiyormuş.
bunu bana söylediğinde
yutkundum ilk başta
sonra düğümlendi boğazım, sustum.
ait değildim sana
ait değildim gülüşüne
ne zaman hatırlasam bunu
yaşlı, evsiz adamın
en büyük hayalini çalıyorum.
güzel göremiyorum artık
güzel bakamadığımdan.
kuşlar uçuyor, aman ne iyi!
sahte kahkahalar, sahte bakışlar
yüzsüzlüğün olduğu yerlerde
yüz binlerce yüzü olanlar
tam birbirleri için yaratılmışlar
diğerlerine de biraz yüz verin.
ama beni kurtarın ilk önce
başka vücutlarda unutamamanın 
ağırlığını taşıyor omuzlarım.
ya da gömün beni bir denize.
nefes almak isteyeyim ilk başta
çırpınayım bunun için, kıvrandırın beni
sonra boğulayım yavaş yavaş
ciğerlerime sudan başka bir şey dolmasın
sigara dumanı bile.
onun kokusu bile.
onun kokusu deniz.
denizde bıraktı kokusunu.
öleyim sonra siz hiç fark etmeden.
mezarım deniz olsun.
atın ölü denize çiçekleri.
yaşayanları ölüler öldürürmüş
öldürdün beni.
kucakla beni bir perşembe sabahı
"artık özgürsün." de
özgürlük senin dudaklarında olsun.
kimsesizken uzun zamandır
seninle bir olalım.
yarının olmayacağını bileceğim böylelikle.
yanında boylu boyunca uzanmayalı,
ne de çok zaman geçmiş ardından.
yüzünü avuçlarımın arasına almayalı..
bu böyle sürüp gider sevgilim.
sen bilmiyorsun ama
biz her gün seninle
kalbimde buluşuyoruz.
şimdiyse,
artık bir gökyüzü kadar yakınındayım..








                                                                    -a

                                                      5.11.17

2 Kasım 2017 Perşembe

UZAK












        yan yana yürümeyelim diye
        dar yapılmıştı kaldırımlar.
       ve yine yan yana yürümeyelim diye
        dar kafalıydı insanlar.
       ve sırf dardı diye kafalar
        düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik,
       sarılmak yakar bizi deyip
        aşkı hep uzaktan sevdik.
   


                                                                                                  -a
                     
                                                                                                           11.10.17
     




-Acaba insanlar, o çok sevdiklerinin bunları yaşatacağını bilseler onlarla 
hiç tanışmak istemezler miydi, misal sen?


+Bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı daha ustaca ve korkusuz yaşarım.
Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem..