Her zaman çağrılmadan geleni sevdim ben. Vakitsiz açan çiçek gibi gelir o solmak için.
Terasa düşmüş kedi gibi gelir, şaşkın ve ürkek.
Sürüsünü kaybetmiş kuş gibi gelir suya hasret ve yalnız bir kurt gibi iner o dağlardan yanan yüreğiyle aç biilaç gelir. Şunu çok iyi bilir ki çağrılmadan gelen insan, bu dünyaya da çağrılmadan gelmiştir. Davetiyesiz, pasaportsuz, vizesiz, dinsiz, kitapsız ve çırılçıplak ve bütün acılara hazır. Ve işte o buradadır, tam şimdi, şimdiyi var etmek için, yanımdadır, gözlerinde akşam güneşiyle parlayan aleve bakıyorum. Huzuru nerede bulabilirim?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder