29 Ocak 2018 Pazartesi

insan türü ancak kendini mahvedene hayran olur

arabanın farlarını açık bırak ve beni evimin önünden al bu gece
uzun sessizlikler yarat 
sonra da en güzel tebessümünü yerleştir yüzüne
bir denizin kıyısına park et ve bütün gece
birbirimizi seyretmek yerine 
yıldızları izleyelim durmadan,
paketlerce sigaralar tüketelim
ay'ın muntazam ışığı aydınlatsın yüzünün en sevdiğim yerlerini
gün doğumunu karşılayalım bu kez
elin elimde
radyoda en sevdiğim şarkı çalıyor
soğuktan donmayı umursamayalım
denizdeki dalgaların sesine odaklan,
ben de düzensiz nefes alıp verişlerine
bir gece vakti geleceksen hiç habersiz
ve kaybolacaksa yüzün karanlığın ötesinde,
o gün hiç gitme.






                                                                                   -a

night

belli belirsiz ışıklar var
önümde duran saf bir yüz
duraksamalar yaşıyorum
radyodan gelen cızırtılar
sessizliği bozuyor
dans eden iki insan var
ve onları seyreden biz
galaksiler bizim o an
mutsuz bir ressamın
çaresizlik dolu tablosu
bir köprüden
diğerine atlıyor bedenlerimiz
uzaktan söylenen şarkılar
nahoş bir havaya bürünüyor sokaklar
gitmek mümkün mü böyle bir geceden birden
kaybolmamak için tut elimi, tut
ışıklar çoğalıyor
kulaklarımda o şarkı çalıyor durmadan
hiç durmadan
hız trenine biniyoruz
kalbimi geride bırakıyorum o an
titreyen vücuduma hakim olamıyorum
yok oluyorsun
yok oluyorsun gecede
yüzün silindi beynimde
unuttum seni yine yazmayı şiirlerimde.







                                                  -a
           
                                          29.1.18

JADA





                                                                                                            -Tupac Shakur

16 Ocak 2018 Salı

sadecesonbahar/2

yıllar önceydi
bir adam tanıdım
masal kahramanlarını anımsatırdı bana
gözlerinde hep belli belirsiz bir hüzün vardı
gece yarısı konuşmalarımızı özlüyorum onunla
"çok eksiğiz be!"
diye yakınırdık sürekli
bir yerlerde eksiktik,
daha çekilecek yarım kalan bir acımız vardı onunla
ve asla son bulmuyordu.
karabük onunla olduğu için çok şanslıydı.
bir başka gün
incir reçeli'ne* 
aynı gün, aynı saat sinema bileti alıp seyretmiştik o filmi.
görüntülü konuşurken bir büyük devirir,
sürekli var olan ve var olacak olan
acılarımızı biriktirirdik onunla.
genç osman dinler
turgut'tan dizeler okurduk
ve mutlaka bir gün buluşacağımızı söyler dururduk.
6 yıl oldu şimdi
ve
ondan bana kalan tek şey
eksikliğimiz oldu.
hep söylerim,
yine söylerim,
tanıdığım en güzel adamdı...




                                                                                    -a

                                                                        sadecesonbahar'a ithafen..

sadecesonbahar/1

Adam;
"Kaç yıl oldu sahiden?"
Kadın:
"12 yıl, 5 ay."
Adam:
"O kadar oldu mu?
Kadın:
"Evet."
Adam gülümseyerek kadına bakar:
"Saçlarını kestirmişsin. Güzel olmuş."
Kadın:
"12 yıldır uzatmıyorum."
Adam bir sigara yakar.
Sessizliğin yanına, sigara dumanı da eşlik eder onlara.
Adamın sigarası bitene kadar tek kelime etmezler. 
Sigarayı söndürür ve adam bozar sessizliği:
"Fazla zamanım yok, özür dilerim. Kız arkadaşımı yemeğe götüreceğim."
Kadın siluetini bozmaz. Bir sigara yakar.
"Hani iki üç sigaradan sonra çakmak koymak için yer açılır ya pakette mesela..."
der, elindeki pakete bakarak.
"Kaç bedenden sonra yer açılır bana kalbinde?"
Sonra mı? 
Sonrası yok. 
Ekran kararır, film biter.



           
                                                                                                          -a

tuzak

geçmiş  hala  yakıyorsa  canını
geçmemiştir.
unutmaya  çalışırken
hep  biraz  daha  hatırlarsın.
zararı  da  ziyanıyla  aynı
atlatamazsın.
deneme  boşuna
beynini  susturamazsın.
hatırladın  bir  kere
bir  yere  kaçamazsın.







                                                  10.1.19
                 
                                           -a

8 Ocak 2018 Pazartesi

masada kalanlar

On iki yıldır aynı duvar, aynı soru. Sarhoş musun? Diyemedim ki o zaman
sarhoş değilim, sadece sana bakışlarım sarhoş. Sadece bu Sakarya Caddesi sarhoş.
Belki biraz daha kırılgan, belki biraz daha ürkek, belki biraz daha ağlamaklıyım
ama o kadar. Diyemedim ki kusura bakma ağzıma sıçtın. Diyemedim hiçbir şey,
her şey konuşulmuş gibiydi. Şimdi nasıl anlatayım övünerek bu aşkı. İnsanlar
övünerek anlattıkları şeylerden aslında çoğu zaman utanırlar. Sarhoş ayağına
yattım, bazen en iyisidir, öyle bitti gitti. Masanın üstünde kalanlar boş bira
bardakları, fıstık kabukları, buruşturulmuş sigara paketleri, ağzına kadar dolu
küllük ve ben. Benden geri kalanlar her neyse, işte o. O kadar.
On iki yıldır aynı duvar,aynı soru,tek adım yok, tek cevap yok.





                                                                                                                           -E.S 

5 Ocak 2018 Cuma

5.1.18



Yaşar Usta...
Mahmut Hoca...
Ve nice karakterler...
Işıklar içinde uyu Münir Özkul...
Türk halkına yaşattığın bütün güzel duygular için
binler kez teşekkürler...

1 Ocak 2018 Pazartesi

*

Sevgili M,
Eğer beni duyabilseydin, parmak izlerimizin dokunduğumuz hayatlardan silinmediğini söylerdim sana ve bir gün mutlaka birbirimizi yeniden bulacağımızı...








                                                                                                                                    
                                                        -a