boş bir sayfaya saatlerce bakmanın anlamsızlığını da biliyorum. yazacağım, anlatacağım fakat anlatmak isteyip de yazamadığım o kadar çok olay dönüyor ki kafamda, yazsam deli diyecekler, yazmasam delireceğim. belki de delirdim çoktan ama hep kaçar ya insan delirmekten aslında, beynindeki binlerce düşünceyi, olayı, olacakları, imkansızlıkları, acıları, eski sevgilileri, aileyi, sırtından vuran dostları ve kafanda canlandırdığın cinayetleri, ülkenin halini, adaletsizliği, vicdansızlığı, temeli temeline inşaa eder ve çat diye yükler teker teker ve hepsi aniden gelir. kaçarsın tüm bunlardan kimi zaman fakat konu yazmaya gelince gösterir kendini bu illet.
elimde yanan sigarayla tek nefes almadan dakikalarca oturduğumu bilirim. sigara söner, ben yeni bir sigara yakarım geceye. o da söner, bir tane daha. ama aslında kimse bilmez, ben de anlamam başlarda, beyin susmaz aslında. yıllar geçti, ben hala susturamadım bu sesleri ya da öğrenemedim kapatma düğmesinin nerede olduğunu hala.
diyorum ya sana hep, delinin halinden deli anlar ancak sevgilim. sen beni istediğin kadar anlamaya çalış, ben öyle sıyırmışım ki kafayı, bazen ben de anlamıyorum kendimi. iyisi mi git sen diyorum sana. bakıyorsun suratıma boş boş. yine geldiler bana diye düşünüyorsun, susuyorsun. oysa hiç gitmediler ki benden yeniden gelsinler. başka gezegende de değilim üstelik, buradayım, dünyanın içindeyim ve en çok da bu sıkıyor canımı. öyle başka yerlerde zannetme beni sen. bir klasik müzik dinlerken gezegen gezegen dolaşıyorum ben, onun da etkisi güzel oluyor. senden uzaklaşmak da iyi geliyor zaman zaman. kızma böyle söylüyorum diye sevgilim. ben kendime katlanamazken sana katlanmamı bekliyorsun benden. denedim diye suçlayamazsın beni, ben kendime bile fazla geliyorum, bırak sen beni.
sahile gittim geçen gece, uyku tutmadı. denize baktım, karanlığın dibine. bilmem kaç metre boşluğa kitlendim saatlerce. düşündüm sonra, istesen ölmek çok kolay aslında diye. kolay sevgilim. ölmek kolay da, yaşarken ölmenin izahını ben nasıl yapayım ki şimdi sana. sen karamsar birisin dediğin zamanlar çınlıyor kulağımda, şimdi yine söylüyorsun biliyorum, duyuyorum sesini. öyleyim, diyorum sana, ama sanki çok büyük bir suçmuş gibi üsteleyerek yeniden söylüyorsun bana. öyle katliamlar oluyor ki dünyada ben sana içimi göstersem tam bir cinayet mahali sevgilim.
oturdum masaya, yaktım bir sigara, yazıyorum saatlerce şimdi buraya. arkadan rodrigo konçertosu çalıyor. diyorum iyiyim ben böyle, belki yalnızım, belki tırlattım kafayı, belki çok sigara içiyorum, belki ağzım bozuk, belki etrafımda insan barındırmıyorum ama hayatıma giren insanlar da kalıcı gibi görünmüyor ki, ben gözümü açıp kapayana kadar o eşyalarını toplayıp gitmiş oluyor en nihayetinde.
sen bir hışımla gitmeden, ben sana git diyeyim sevgilim. böylesi daha kolay oluyor. iyisi mi git sen. gözlerim açıkken göreyim, sonra arayıp da bulamamak daha çok yakıyor.
-a